TANJU’YA MEKTUP…
Bir çetenin kilit adamı olarak, order aramızdan ayrıldın… Bülent, Erkan, Akın, Cem, Sumru, Sarp, Baki, Eylem, Yahya, Ayşe, ve daha niceleri müziğimize tercüman oldun. Hem de alçakgönüllülükle, özveriyle, empatiyle, bugün önemsenmeyen değerlerle- seni sevmeyen biri yoktu, ismin gibi duruydun. Bunca yıl kirlenmemeyi nasıl da başardın. Aşk olsun Tanju! Yüzyılını şaşırmış gönül adamı Tanju.
Müziği seviyordun, hayatı seviyordun, ve yine hayatta sevdiğin bir şeyi yaparak aramızdan ayrıldın.
Bundan 4 yıl önce, Lifeline ‘New Frontier’ albüm kaydını hatırlıyorum. Bütçeyi çoktan aşmıştık. Ama yine de stüdyona geliyordum, mutfağında kahve içiyorduk, mikslere bakıyorduk, kedi seviyorduk, sonra yine mikslere bakıyorduk. Saatler geçiyordu, günler geçiyordu, haftalar geçiyordu. Bir kez olsun, paradan bahsetmedin. Albümümüz bittiğinde “Oh be nihayet müzik çıktı!” dediğimi hatırlıyorum. Çünkü sen ve senin gibilerle müzik yapılmıştı.
Hep söylerdin, “Senin şu akustik gitarla yaptığın parçalarla bir albüm yapalım” diye, “Abi pek param yok” dediğimi hatırlıyorum. “Boşver parayı marayı” demiştin. Geç kaldım şimdi. Senin gibi alçakgönüllülükle, özveriyle, empatiyle, dayanışmayla, çalışabilecek kimi bulacaz hepimiz. O kadar güzel müzikler çıktı ki stüdyondan. Çünkü bizimle dosttun..
Şimdi “Camdan bakıyorum, ülkeyle ben, bir de çocukluğum, demir köprüden hızla geçip gidiyor tren”
Hiç ölmemeliydin…
Aşk olsun Tanju!